Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Emek Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Sevtap Akdağ, Ekoloji Komisyonu Eş Sözcüsü Melis Tantan ile Erzincan ve Dersim il yöneticilerinden oluşan parti heyeti maden faciasının yaşandığı Erzincan’ın İliç ilçesine gitti.
Dün İliç’te yaşananların bilinçli bir cinayet olduğunu belirten Hatimoğulları, “Kanadalı şirketin, Türkiye’den Çalık Grubunun ortaklığıyla burada yürütmüş olduğu bu çalışma gerek yöre halkı gerekse de ekoloji hareketleri tarafından defalarca uyarılmıştır. Siyanürle altın aramanın insan sağlığına ve doğaya verdiği zararlarla ilgili çok sayıda açıklama yapılmıştır. Ancak bu açıklamaların hiçbirine itibar edilmemiştir” ifadelerini kullandı.
“Leblebi dağıtır gibi ruhsat dağıttılar”
AKP ve MHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı adayı olan Murat Kurum’un 2020’de aynı tesisin kapasite artırımı için ruhsat imzaladığını söyleyen Hatimoğulları, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Kanada’dan gelip burada Anadolu ve Mezopotamya topraklarını hiçe sayan bu şirkete peşkeş çeken iktidarın vurdumduymazlığını bir kez daha kınıyoruz. Son yıllarda leblebi dağıtılır gibi maden şirketlerine ruhsat dağıtıldı. Gelen ÇED raporlarının hiçbiri sağlıklı değildi. Bununla ilgili özellikle doğa savunucuları ve ekoloji hareketleri çeşitli açıklamalar yapmıştır. Her defasında köylülerin itirazları yükselmiştir. Ama ne yazık ki iktidar sermayeyi korudu, önünü açtı. Aslında bilim dışı olan birçok ÇED raporunun da hayata geçmesine olanak tanınmıştır. Leblebi gibi maden şirketlerine ruhsat dağıtan iktidara buradan bir kez daha sesleniyoruz. Dün yüreğimiz yandı. Dün o görüntüleri izleyip de sanırım rahatlıkla uyku çekebilecek bir insan tanımıyorum ama bu iktidar rahatlıkla uyku çekiyor.”
İktidarın bu ülkenin bereketli topraklarını sermayeye peşkeş çektiğini ifade eden DEM Parti Eş Genel Başkanı, maden ocağının ve işletmeci şirketin kapatılması gerektiğini söyledi:
“Gelişigüzel ruhsat verilmiş diğer maden ocakları da derhal denetlenmeli, usulsüz olanlar derhal kapatılmalıdır. Bu denetim tek başına iktidar tarafından yapılmamalıdır; ilgili meslek odaları ve bağımsız uzman birimleri tarafından yapılacak denetimle gerçekleştirilmelidir. Aksi takdirde bu ve benzeri acı olayları daha fazla yaşayacağız.”